Yeni Başlayan Bir Öğrencinin Gözünden: Bourdieu
Üniversitede aldığımız disiplin bize pek çok kavramın, fikrin, kuramın kapılarını açar. Bu, ikinci üniversite deneyimim olmasına rağmen ve içinde yaşadığım toplumun bazı kavramlarına çok yabancı sayılmasam da aslında akademik anlamda pek bilmediğim bir alana girmiştim. İlk girdiğim derslerde “Allah’ım gerçekten bir süre sonra bu kavramları anlayabilecek miyim?” endişesi taşıdım. Neyse ki derslerimiz ilerledikçe metinleri okudukça ben de ilerlemeye başladım.
![](https://static.wixstatic.com/media/4e8c08_eb91ae6b310c40e9b0de0c6b9faa24b1~mv2.png/v1/fill/w_286,h_359,al_c,q_85,enc_auto/4e8c08_eb91ae6b310c40e9b0de0c6b9faa24b1~mv2.png)
Derslerimizde önemli sosyologların kitaplarından bazı bölümleri okuyup onlar hakkında düşünmek ve yazmak bizi gerçekten en çok geliştiren unsurlardan biri. Eğer kuramsal bir metin üzerinde duruyorsak kesinlikle okuduktan sonra kendi kelimelerimizle özetlemek o sosyoloğu anlamak için çok fayda sağlıyor. Başlangıçta bir okumayla asla anlamadığımız metinleri bir süre sonra çok daha kolay anlamaya başlıyoruz. Bu okuduğumuz sosyologlardan biri var ki anlamaya çalışırken beynimde ağır problemler çözüyormuşçasına sancılar hissediyordum. Ama bir kez anladığınızda tüm çabanıza değdiğini görüyorsunuz. İşte bu şekilde Bourdieu’yu tanıdım ve bir daha unutmamak üzere derinden etkilendim.
Bourdieu Sosyolojisini anlamak için bilmeniz gereken ilk şeyin düşünümsellik olduğunu söyleyebilirim. Word uygulaması bile bu sözcüğü algılayamıyor. Mesela şu cümleyi okuduğunuzda dünyanız darmadağın oluyor: “Kendi düşüncesini düşünülmemiş halde bırakan bir sosyolog, düşündüğünü iddia ettiği şeyin aracı olmaya başka düşünürlerden çok daha fazla mahkûm olur.” Ama belki de Bourdieu’yle ilgili bilmeniz gereken en önemli konulardan biri bu. Peki insan düşüncesini nasıl düşünülmemiş bırakır? Düşünce zaten düşünülmüş bir şey değil midir? İnsan bu soruları kendine sorarken aslında pek çok düşüncesinin düşünülmeden olduğu gibi kabul edilmiş ön kabuller olduğunu fark ediyor. İçine doğduğumuz toplum bizim araştırma nesnelerimizi içinde barındırıyor. O yüzden her şey çok bilindik, çok aşikâr görünüyor insana. Ama bu konuda araştırma yapan bir sosyolog onları olduğu gibi kabul ederse onları sorgulayamaz ve bu nedenle sosyolojik sonuçlara ulaşamaz. İlk derslerimizde İntihar üzerine çalışmıştık ve Durkheim’ın yaptığı temel çabanın kavramı tanımlamak, ona yeniden bakmak sanki ilk kez görüyormuş gibi yapmak olduğunu görmüştük.
![](https://static.wixstatic.com/media/4e8c08_9b611a08e5094d32b73990b77c3999c8~mv2.jpg/v1/fill/w_468,h_373,al_c,q_80,enc_auto/4e8c08_9b611a08e5094d32b73990b77c3999c8~mv2.jpg)
Bourdieu düşünümsellik üzerinde Fransız-Cezayir savaşı sırasında durmaya başlamış. Bu savaş sırasında olan bitene karşı diğer entelektüellerin tavrı ile kendi düşünceleri arasındaki farkı görmek onu etkilemiş. Bir entelektüelin ele aldığı konuda çok ciddi bir sorgulamaya girmesi gerektiğini ileri sürmüş. Buna “radikal şüphe duymak” diyor. Entelektüel yanlılıktan arınmak için düşünümselliğe başvurulması gerektiğini belirtmiş. Yani düşünümsellik, bir sosyolog olarak araştırma nesnemizin bir parçası olduğumuzdan ona belli bir mesafede bakabilmeyi becerebilmemiz anlamına geliyor. Ben sahip olduğum önyargılara göre araştırma nesnemi ele alırsam gerçekçi sonuçlara ulaşamam. Önyargılarımı görürsem daha objektif sonuçlara ulaşmam mümkün. İşte ilk ders!
Örnek üzerinden anlatmak gerekirse, ben bir sosyolog olarak eğitimin ticarileştirilmesine karşıysam ve eğitimle ilgili her konuya bu açıdan bakıyor ve bunu destekleyen sonuçlar ortaya çıkaracak şekilde araştırmamı yönlendiriyorsam o zaman araştırma nesnemi ön kabuller üzerine kurmuşumdur. Bu durumda nesnel sonuçlara ulaşmam mümkün olmadığı gibi yaptığım iş de sosyoloji olmaz. Bu durum tam tersi için de geçerlidir. Eğer eğitimin özelleştirilmesinin başarı getireceğine inanıyorsam yine aynı hatalara düşerim ve yaptığım iş artık sosyolojik değildir.
Bourdieu’nun sosyolojiye kazandırdığı çok fazla kavram bulunuyor. Bu kavramlar üzerinde düşünmek sosyolog adayları olarak bizleri düşündüğümüzden çok daha fazla geliştirecek, dünyamıza bambaşka gözlerle bakmamızı sağlayacaktır.
-Filiz Çullu Aspirin
Kommentare